Ormanlar, hem hayat verdiği canlılar hem de ekolojik katkısı bakımından sadece bulundukları ülke için değil, dünyadaki herkes için son derece önemlidir.
Ülkemiz, orman yangınlarına karşı duyarlı bir iklimde yer alıyor. İklim krizinin sebep olduğu aşırı sıcaklar tüm dünyada yangınlara sebep oluyor. Her sene yağışsız geçen Haziran-Eylül ayları arası çıkan büyük yangınlar ormanların küçülmesine neden olurken bazı yerleşim yerlerini de tehdit ediyor.
Ne yazık ki en değerli doğal varlıklarımız, son zamanlarda felaketlere uğramakta; yanmakta ve yok olmakta... Hızlıca, art arda ormanlarımızı kaybetmek çok üzücü. Bu nedenle her birey üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli. Böylece ormanlarımızı koruyabilir ve yaşamın doğal dengesine katkı sağlayabiliriz.
Peki, ormanlarımızı nasıl koruyabiliriz?
Unutmamalı! Hepimizin doğaya ve onun iyileştirici gücüne ihtiyacı var.
Özellikle şehirde yaşayan insanlar için doğa adeta bir kaçış noktası. İş yoğunluğu ve şehrin yarattığı stresten kurtulmak için bir çeşit doğal terapi yöntemi de diyebiliriz. Peki, varlığıyla hayat veren, ruh ve beden sağlığımıza iyi gelen ormanlarımızı nasıl koruyabiliriz?
- İlk olarak Ekoterapi’den faydalanabiliriz. Çünkü doğa sevgisiyle ormanlarımızı koruyacak bilinci de kazanırız. Bu bilince sahip olduktan sonra artık bireysel olarak çaba gösterebiliriz. Örneğin; tüketim alışkanlıklarımızı değiştirerek, doğa gezilerimizde daha bilinçli davranarak doğaya vereceğimiz zararı önleyebiliriz.
- Doğada yok olması yüzyıllar sürebilen plastikleri hayatımızdan çıkarabiliriz. Doğaya bıraktığınız plastik atıklar tüm yaşam kaynaklarını tehdit eder. Aynı zamanda orman yangınlarına da neden olabilir. Nasıl mı? İçi su dolu plastik pet şişeler mercek görevi gördüğünden yangına davetiye çıkarabilir. Tıpkı cam şişeler ve cam kırıkları gibi. Ayrıca ormanlık alanlara atılan izmaritler de binlerce hektar alanın küle dönmesine neden olabilir. Ormanlarda yapılan kamp ve pikniklerde yakılan ateşler de hızla kontrolden çıkabilir. Bu gibi nedenlerden dolayı özellikle yaz aylarında böyle konularda daha da dikkatli olmalıyız.
Orman yangını durumunda ne yapmalıyız?
- İlk olarak güvende olduğumuzdan emin olmalıyız. Ardından yangın söndürme ekiplerinin alana en hızlı şekilde ulaşabilmesi için 177’yi arayarak yangın ihbarında bulunmalıyız.
- Yetkililerden gelen talimatlara ve güvenlik tedbirlerine uymalıyız.
- Solunan duman oranını azaltmak için maske kullanmalı, dumanın yoğun olduğu yerlerden kaçınmalıyız.
- Bol sıvı tüketmeli, serin bir yerde beklemeliyiz.
- Cildi yangının etkilerinden korumak için uzun kollu gömlek ve pantolon giymeliyiz.
- Gözlerimizi külün yaratabileceği olumsuz etkilerden korumalıyız.
Peki, ormanlar geleceğimiz için ne kadar önemlidir?
Ormanlar; sadece odun temin ettiğimiz, turistik imkân sunan tesisler değildir. Ekolojik dengemizi sağlayan doğal kaynaklarımız ve dünyada doğal yaşamın devamı için güvencemizdir. İnsanlar için ormanların olmadığı bir gelecek düşünülemez. Ormanların önemini hep birlikte keşfedelim:
- Ormanlar ekolojik dengemizi sağlar.
- Ormanlara bir ülkenin su deposudur. Sağladığı yağışlarla su ekonomisini destekler.
- Kuraklık, yüksek sıcaklık, sel ve fırtına gibi iklim unsurlarının etkisini azaltır. Tüm canlılara daha yaşanabilir bir dünya sağlar.
- Toprakları aşındırıp verimsizleştiren erozyonu önler.
- Havaya yüksek oranda oksijen verir, toplumun ruh ve beden sağlığına katkı sağlar.
Bugünün ve yarının ihtiyaçlarına saygılı ve sorumlu davranarak yaşam kaynaklarımızı koruyalım!
OYAK Ekosistem olarak dünyamızın dengesini koruyacak, küresel iklim değişikliğinin etkisini azaltacak, bugünün ve yarının yaşam kaynakları ihtiyaçlarına yönelik hassasiyetlerinizi paylaşıyoruz. Bizler bireyler olarak doğaya saygılı ve sorumlu davranarak sorumluluklarımızı yerine getirebilir, büyük felaketlerin yaşanmasını engelleyebiliriz.
Doğaya duyulan saygı, aynı zamanda geleceğe saygıdır… Yeşilin eksik olmadığı bir dünya dileriz!
